DOSYA:
Corona Virüsüne Doğru İlerleyen Yol ve Barbar Düzen
1. Bölüm
Neden Çin’de büyüdü ?
Neden Önlenemedi ?
Neden Hızla Yayıldı ?
Ön söz- Tanıtım

Öncelikle COVID-19 ya da yaygın bilinen adıyla "Korona" virüsün ortaya çıkışını incelerken bu kadar hızlı bir yayılma için sadece biyolojik yanına bakmak yanıltıcı olur. Virüsün yayılması her ne kadar biyolojik bir olay olsa da önlenmesi, yayılmasının yavaşlatılması ya da engellenmesi toplumsal bir olgudur. Zira verili ekonomi ve refah koşulları dünyanın bu bela ile tanışmasında doğrudan etkilidir. Kâr etmekten başka bir şey düşünmeyen barbar düzen, kâr yollarını açık tutmak için temel haklarını bir bir elinden aldığı işçi ve emekçi kitlelerini korunmasız bırakmış, yine kârından kısmamak için sert tedbirlerle önlem almak yerine durumun ciddiyetini izlemeye koyulmuştur. Çin gibi vahşi bir sömürü düzenine sahip bir ekonomiden, Avrupa gibi “sosyal demokrat” ekonomilere kadar sonuç aynıdır. Kâr her şeydir ve emekleri ile o kârı yaratanlar ise sadece bir araçtır.
İçinde yaşadığımız bir bilim kurgu filmi gibi gelen bu süreci kalabalık-karmaşık tespitlerden arınmış ve kökenine inerek sizlere sunmak için bir dizi hazırladık. Çin’den başlayan bu süreci toplumsal olarak incelerken, ülkemize ve dünya tarihine ziyaretlerde bulunarak gerek güncel, gerek tarihsel bilgilerle “sorunun nerede” olduğunu sizlere taşımaya çalışacağız.
ABD emperyalizmi başta olmak üzere dünyadaki diğer emperyalist güçler, geçtiğimiz yüzyılda büyük paylaşım savaşları için titiz ve uzun vadeli planlar yaparken, biyolojik ve nükleer silahların araştırmasını - üretimini yürütürken, aynı dönemde Dünya’ya musallat olan salgın hastalıklarla mücadeleye etmeye ne kaynak ayırmış ne de bunlara önlem almıştır. 1996’dan beri dünya genelinde 67 salgın hastalık oldu. 1996-2001 arasındaki deli dana salgını, 2009’daki grip salgını, 2015-16’daki Zika ve hâlâ devam eden HIV/AIDS salgını. HIV/AIDS salgını, ilk kez ortaya çıktığı 1960’tan bu yana en az 30 milyon insanı öldürdü. SARS vakası köken olarak yakın ve henüz daha yeni olmasına karşın, yinede temel bir önlem alınmadı.
Bu felaketler her defasında önlenebilirdi. Tıp bilimi, yeni virüsleri haftalar içinde tespit edip aylar içinde aşı geliştirebilecek kadar ilerlemiştir. İlerlemiş bilim neden on binlere varan bu virüse çare bulamadı, ya da ön görebilecek bir çalışmada bulunmadı?
2014’te, dönemin (WHO) “Dünya Sağlık Örgütü” Genel Müdürü Dr. Margaret Chan, Ebola salgını ile ilgili olarak, “kâr odaklı bir sektör, ödeme yapamayan pazarlar için ürünlere yatırım yapmaz,” açıklamasıyla kâr yoksa “tedavi ya da bilimsel çalışma yok” anlayışını bir kez daha gözler önüne serdi. Sebep basit “enfeksiyon araştırmaları ve tedavileri kâr getirmeyen atıl işler” Temel anlayışı kısa vadede maksimum kâr olan kapitalist devletlerin yeni bulaşıcı hastalıklara yeterince hazırlıklı olmamasının temeli bu basit denklem.
Fakat biz bu yazımızda aşı ve tedavi bulunamadığı ( önceden ve kısa vadede önlenemez) ön kabulü ile durumu inceleyeceğiz. Salgının çıkışında, elde hiçbir çalışma olmadığı koşullarda bile “kısa vade kârı” elinde tutmak için ne kadar göz karartılabileceğinin üzerinde duracağız.
Neden ÇİN ?
Aralık ayında ortaya çıkan korona virüsünün nerden türediği konusunda “net” bir veri olmadığı için, ilk olarak Çin’de ortaya çıkmasını şimdilik bir talihsizlik olarak nitelendirebiliriz. Fakat unutmamak gerekir ki daha fazla kâr için doğa ile kavga halinde olan vahşi üretim çarkının, gıda ürünleri de dâhil olmak üzere dünyayı kimyasallarla çevrelemesi de bir gerçekliktir. Çin de tarım ve hayvancılıkta (suni deniz ürünleri üretimi dâhil) yüzde 70lere varan kimyasal kullanımı ile başı çeken ülkeler arasındadır. *1
Virüsün ilk olarak “Vuhan su ürünleri pazarında” çalışan iki emekçide tespit edilmesi ve pazardan bir müşterinin de ayrı şikâyetle gelmeside bir başka gerçekliktir.
Bilimsel olarak başlangıç noktasının neden Çin olduğunu net olarak ortaya koyamasak da, dünyada yayılması için en uygun bölgenin Çin olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu kadar hızlı yayılmasının nedenlerinden biri virüsün biyolojik olarak saldırgan bir virüs olmasıysa da, bir diğer önemli nedeni de insanlık dışı koşullarda sağlıksız yaşayan toplumu yaratan ve en başta kendi kârını düşünen vahşi ekonomik sistemdir.
ÇİN'DE NEDEN BÜYÜDÜ?
Genel Koşullar

Çin 1.4 milyarı aşan nüfusu ile dünyanın en kalabalık ülkesi. Büyük bir insan gücüne sahip olması dolayısıyla ucuz “iş gücü cenneti” olarak ün salmış bir isme sahip. Tekel markalardan, “taklit” üreticilere kadar uluslararası veya yerel birçok şirket üretiminin büyük bölümünü Çin’de yapmaktadır. Nüfusun geniş bir kesimi düşük ücretlerle yoğun bir emek sömürüsü altında ve temel özlük haklarından mahrum koşullarda çalışmaktadır.
İşçi ve emekçilerin büyük bir kesiminin sağlık güvencesi yok. Günlük 15 saatlik mesai karşılığında, 1 doların altındaki kazançları ile insanların en temel hakları olan fakat bu yoğun sömürü düzeninde paraya tabi olan beslenme, barınma, yaşanabilir konut, sağlık, eğitim gibi “haklara” ulaşılmasının imkânsız olduğu bir gerçeklik. Yeterli gıdayı alamayan, sağlıksız ve insanlık dışı koşullarda çalışan, vahşi kapitalist dönemde kalma bir işçi sınıfı mevcut. Çin’in genel koşulları kapitalist sistemde insana verilen değerin tam olarak yansımasıdır. Ertesi gün yeniden çalışmaya yetecek kadar beslenme, barınma, dinlenme, sağlık...
Virüsün sıfır noktasında durum.

Korona virüsünün (Corona) odağı olan Vuhan, Çin’deki emek sömürüsünün derinden işlediği, en temel haklardan yoksun işçi- emekçilerin oluşturduğu bir merkez. Vuhan, “Hubei Eyaleti’nin” başkenti olarak Çin'in merkezinde stratejik bir konuma ve öneme sahip. Çin’in en büyük 4 sanayi şehrinden biri olan ve 11 milyon nüfusun yaşadığı Vuhan, ülkenin demiryolunun yüzde 60’lık bir kısmının kesişim noktası. Birçok uluslararası tekelin ve Çin pazarının üretim alanı olması dolayısıyla yoğun emek sömürüsü altında, düşük ücretlerle sağlıksız yaşayan bir nüfusa sahiptir. Önemli bir sanayi şehri olması hasebi ile gelişkin fakat nüfusu da bir o kadar yoksul. Vuhan’ın uluslararası şirketlerle bağını ve önemini anlamak için Fransa, İngiltere ve ABD gibi birçok ülkenin konsolosluğuna ev sahipliği yapıyor olduğu bilgisi bile yeterli.
Ülkedeki demiryolu üretiminin neredeyse tamamının yapıldığı Vuhan, maden endüstrisinin de üslerinden biri. Fabrikalarında milyonlarca işçinin çalıştığı bu şehir, aynı zamanda modern teknolojide de öncü. Milken Enstitüsü, 2019 yılında Vuhan’ı, bu konuda en iyi performans gösteren 9. şehir olarak seçmiş.
Nissan, Honda, Peugeot(PSA Grubu), Renault, General Motors, Volkswagen, Çinli ortaklarıyla doğrudan açtığı fabrikalar ile otomobil endüstrisinin yüzde 15’ini kaplıyor.
Shuangliang Daily gazetesi tarafından yayınlanan rakamlara bakacak olursak Vuhan’da yaklaşık 52.3 milyar Euro değerindeki sektörde 10’dan fazla otomobil üretim fabrikası ve yaklaşık 500 otomobil parçası şirketi bulunuyor. Şehirdeki üretim 2018’de 1,7 milyon otomobile ulaşmış. Sadece Peugeot'nun bile Vuhan’da üç fabrikası varken, Volkswagen Çin’de kendi üretiminin yüzde 40’ını oluşturan 24 otomobil ve parça üretiyor. Alman mühendislik firması Bosch, ikisi Wuhan’da olmak üzere Çin’de çok sayıda tesise sahip. Önemli bileşen üreticileri Schaeffler, ZF Friedrichshafen, Faurecia ve Valeo gibi diğer parça tedarikçilerinin de önemli operasyonları bulunuyor. Aynı zamanda şehirde çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren yaklaşık 160 Japon şirketi bulunuyor. Ve liste uzayıp gidiyor…
NEDEN ÖNLENEMEDİ ?
Virüsün ilk tespiti 27 Aralık tarihine tekabül etmekte.

“Vuhan su ürünleri pazarında” çalışan iki emekçide “sars” şüphesi ile test yapılmasının ardından bir doktor tarafından “Sars Coronavirus” tespitli rapor oluşturulur. Ve pazardan bir müşterinin de aynı şikâyetle gelmesi üzerine rapor, hastane çalışanlarının kullandığı bir uygulamaya aynı doktor tarafından yüklenir. Güvenlik önlemi alınmasını isteyen doktora “Vuhan’ın” yükselişine mi engel olmaya çalışıyorsun, toplumu provokemi etmek istiyorsun gibi söylemlerle baskı kurmaya çalışan hastane yönetimi başarılı olur. Fakat vaka sayısının 7’ye yükselmesi ve hepsinin su ürünleri pazarı kökenli olması Dr. Li Wenlang’ın sorumluluk alarak 30 Aralık’da raporu sosyal medyada paylaşmaya iter. 7 doktor arkadaşı ile birlikte yürüttüğü çalışmanın sonunda “son haberlere göre hastalarda coronavirus enfeksiyonu görüldüğü tespit edilir, ancak bu virüsün farklı bir türü” mesajı ile yeni tip coronavirus tespitini dünyaya duyurur ve hastalık için koruyucu giysiler giyilmesi gerektiği, ulusal düzeyde önlem alınması gerektiğini belirtir. 3 Ocak 2020 Çin polisi, Dr. Li’yi gözaltına alır ve tehdit eder. Yedi doktor ile birlikte Dr. Li’ye “toplumsal düzeni bozma ve söylenti yayma” iddiası ile soruşturma açılır. Çin Ulusal Güvenlik Departmanı yetkilileri Dr. Li’ye hazırladıkları bir mektubu imzalamasını ister. Mektupta "Sizi uyarıyoruz: Aynı küstahlık ve inatla bu yasadışı faaliyete devam ederseniz hakkınızda işlem yapılacaktır - anlaşıldı mı?" yazdığı ve baskı altında imzalatıldığı Dr. Li tarafından 31 Ocak’da açıklanır.*2

Dr. Li bir muayene sırasında kaptığı Koranavirüs sonucu 7 Şubat’ta yaşamını yitirir.
2003 yılında meydana gelen korona virüsünün akrabası sayılan “SARS’ın etkilerinden dolayı Çin ekonomisinin 2003’ün ikinci çeyreğinde büyümeden 2 puan kaybettiği, küresel ekonomik büyümenin ise 0,1 puanlık bir kayıp yaşadığı hesaplanıyor. Daha ilk anda tedbir alınması gerektiğini duyuran bir doktorun bu denli baskı ve saldırıya maruz kalması SARS krizinde yaşanan ekonomik kaybın tekrarlanacağı korkusunun eseridir. Bu da kapitalist sistemin insana verdiği değeri gözler önüne sermektedir.
Vuhan şehrinde ilk korona vakasında alınacak bir günlük karantina, kapitalistlere milyarlarca dolar zarara neden olacaktı. Dünya otomotiv ve yedek parça pazarının, maden endüstrisinin kalbi sayılabilecek ve daha birçok yan alanda damar görevi gören bir sanayiyi sadece 7 vaka var diye durdurmak pazarları için oldukça riskliydi. Olası bir karantina Çin genelinde bir paniğe neden olabilir ve appel, tesla vb. on binlerce firmanın Çinli ortakları ile zarar etmesine neden olabilirdi. Dünya gündemine üstün körü bakıldığında ölümlerle eşit bir oranda seyir halinde olan ekonomik gelecek kaygısının devletlere ve topluma hâkim olduğu görülebilir.
Yanlış bir salgın hastalık alarm ile kârından vazgeçmek istemeyen kapitalistler, yarattığı sağlıksız çalışma koşullarının da hızlandırıcı etkisi ile kendi barbarlıklarının kurbanı oldular ve kâr zincirinden koptular. Fakat yine faturayı işçi ve emekçi kitleler ödedi.
NEDEN HIZLA YAYILDI ?

Vuhan üzerinde sıkça durduğumuz konu önemli bir sanayi merkezi olması. Çin’in ve dünyanın birçok bölgesine ürün ve hammadde dağıtımı yaptığı gibi insan popülasyonu da oldukça yoğun. Avrupa, Ortadoğu ve Amerika Kıtası’ndaki ülkelerin büyük bölümüne doğrudan yolcu ve kargo uçuşları olduğu gibi, deniz taşımacılığı için de demiryolları kullanılmakta. Demiryolları ile ülkenin büyük bölümüne bağlı bir şehir olmasından dolayı aynı zamanda diğer bölgeler için de bir geçiş güzergâhı.
Neredeyse haftalara varan tedbirsizlik sonucu, Vuhan’da yoğunlaşan korona virüs salgını, birkaç hafta içinde, 11 milyon nüfusuyla New York City’den daha büyük bir küresel metropolün kapatılmasına yol açtı. Bölgenin yoğun insan popülasyonu ve ürün-hammadde dağıtımı, iç ve dış bölgelere yayılma hızını arttıran en önemli faktör oldu. Küresel ekonominin yüzde 16,3’ünü kontrol eden Çin’in dünyanın geri kalanındaki modern ekonomik ve toplumsal yaşamla son derece bütünleşmiş yapısını gösteriyor. Üretimlerinin büyük bölümünü Çin’de gerçekleştiren şirketler ve kapitalist devletler “riske” girmemek adına önleyici sert tedbirler almak yerine, ekonomi ve pazarı düşünerek Çin-Avrupa hattındaki hızlı yayılmada pay sahibi oldular. Büyük ölçüde insanların ülkeden ülkeye seyahat edebilme kolaylığının da sonucunda, SARS’tan en az dört kat daha hızlı yayılan ve en az beş kat daha fazla insana bulaşan Korona virüsünü, hiçbir tedbir almadıkları halde topraklarına davet ettiler. Ve artık Korona Virüsü bir pandemi olarak Dünya sahnesine çıktı.
Sonuç Yerine
Dünya Tarihinde ilk Defa Bütün İnsanlığın Kaderi Ortak !

Küreselleşmenin verdiği rahat dolaşım ve üretimin, tek ülkenin sınırlarından çoklu alanlara çıkmasıyla ilk defa bu kadar büyük bir ortak kader yaşıyor insanlık. Lokal ya da bölgesel virüslerden veya çeşitli afetlerden, küresel felaketlere sürüklendiğimiz bu süreçte iyi düşünmek gerekir. Korona virüs krizinde geç alınan yanlış tedbirlerin ve hızlı yayılmasının altında, sıkça belirttiğimiz gibi kârlılığı esas alan kapitalist-emperyalist sistem vardır. Kâra değil, insanların ihtiyaçlarına dayanan bir ekonomide ise, işletmenin kârlılığı ya da verimliliği değil, tüm insanlık açısından verimlilik, yarar ve insanların ihtiyaçları ile dünya ölçüsündeki verimlilik ilişkisi göz önün alınır.
Neden bunları yaşıyoruz sorusunun cevabını yalnızca afetler, hastalıklar ve virüslerde ararsak, yine aynı manzaranın içinde olacağımız kesindir. Dünyanın ilk sahibi virüslerdir (bakteri) ne kadar yok edersek edelim bir şekilde geri döneceklerdir. Ya da uzun vadede “Küresel İklim felaketinin” içinde kendimizi bulmamız bir gerçeklik olacaktır. Sorun doğayla, insanlıkla savaş halinde olan kapitalist sistemin yürüttüğü “daha fazla kâr” politikasında aranmalı. Kâr'a değil, insanların ihtiyaçlarına dayanan bir ekonomi ve sosyal devlet kuramadığımız sürece insanlığın sonunu virüsler, afetler değil, kapitalist barbar ekonominin insanlık üzerinde uyguladığı kâr odaklı politikalar getirecektir.
- Yazımızın ikinci kısmında geçmiş hastalıklar ve kapitalizmin neden insanlığın sonunu hazırlamaktan başka çaresinin olmadığını, ne yapmak gerekir sorusuna verilebilecek cevapları inceleyeceğiz.
*1 :
https://dtuegm.ticaret.gov.tr/data/5d77ad8e13b876bdfcd7c90c/Çin%20Gıda%20Sektörü%20YPA_internet.pdf
*2:
http://china.caixin.com/2020-03-10/101526309.html
* Ekonomik veriler IMF’den alınmıştır.